ARAKAN KATLİAMI BASIN AÇIKLAMASI

BASINA VE KAMUOYUNA

 

 

                        Myanmar’ın Arakan eyaletinde Myanmar Devlet güçlerince Müslümanlara karşı yapılan toplu kıyım ve şiddet olayları  sonucunda yaklaşık üç bin Müslüman vahşice katledilmiştir. Bu katliamı gerçekleştirenleri lanetle kınıyoruz.  Bir  çoğumuzun ismini dahi yeni duyduğumuz bu ülkedeki Müslüman kardeşlerimizin daha doğrusu insan olan kardeşlerimizin dertlerine yanmak, acılarını yüreğimizde hissetmek, insan olmanın, Müslüman olmanın gerekliliğidir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dinden hangi ırktan hangi etnik kökenden olursa olsun derdine yanmak, uğradığı zulme karşı çıkmak, zulme uğrayan zulüm gören tüm insanların uğradıkları zulme karşı durmak, bu zulme sessiz kalmamak, insan olarak görevimizdir. Bu bağlamda Arakan eyaletinde zulme uğrayan, her türlü şiddete maruz kalan, işkence gören, yerlerinden yurtlarından edilen Müslümanlara karşı yapılan şiddet olaylarını lanetle kınıyoruz.  

                                      

                        Yapılan bu zulümler karşısında insanın insanlığından utandığı, bırakın kendi eşinin çocuğunun yüzüne bakmaya, başka bir insanın yüzüne bakmaktan utandığı bu olaylar karşısında sessiz kalmak bir insan olarak benim için utanç kaynağıdır. 

                  

                        Günümüz dünyasında dünyanın dört bir tarafında, çoğunluğu Müslüman olan kesim şiddete uğruyor, savaşlara maruz kalıyor, yerinden yurdundan oluyor. Bu kadar şiddet olayı, bu kadar zulüm, baskı neden kaynaklanıyor? insanlar birbirlerine niye bu kadar zulüm ediyor? İnsanlardaki bu şiddetin kaynağı nedir? Gibi bir çok soruya cevap bulmak gerekir. Bilim ve teknoloji o kadar gelişmiş iken insanlık bu kadar uygarlaşmış iken son on yılda artan bu savaşların sebebi nedir?    Acaba bilim ve teknoloji insanlığın sonunu mu getirecek? Refah düzeyi arttıkça insanlığın şiddete eğilimi daha da mı artacak? gibi sorular çoğaldıkça çoğalıyor.  Evet günümüz dünyasında bilim ve teknoloji artmakta refah düzeyi yükselmekte buna paralel olarak insanlık özünden, kültüründen, maneviyatından uzaklaşmak ta ve tamamen maddeci bencil bir insanlık doğmaktadır. Bu maddeci ve bencil insanlık gelişimi beraberinde etrafında kendi kardeşine, akrabasına yapılanlara sessiz kalmayı ve duyarsızlaşmayı getirmektedir. Yine günümüzde çok sert bir kutuplaşmaya doğru gidiyoruz. Bizden olmayana, bizim gibi düşünmüyor diye asla tahammül etmiyoruz. Bizden olmayanın uğradığı haksızlığa, hukuksuzluğa, uğradığı şiddete sessiz kalıyoruz. Biz bizden olana yanıyor, bizden olanın uğradığı haksızlığa karşı çıkıyor, bizden olanın uğradığı şiddeti kınıyor, bizden olanın ölüsüne ağlıyor, bizden olanın acısını acımız biliyoruz. Oysa asıl olan ve belki de insanlığı kurtaracak olan bizden olmayanın uğradığı haksızlığa karşı çıkmak, bizden olmayanın uğradığı şiddeti kınamak, bizden olmayanın ölüsüne ağlayıp, acısını acımız bilip, yanmaktır.

 

                         Bir insan olarak; dünyanın neresinde olursa olsun şiddete uğrayan, yerinden yurdundan edilen, savaşlarda öldürülen, mağdur edilen, zulüm gören tüm insanlardan af diliyorum. Beni affedin. Beni affedin uğradığınız zulme sessiz kaldığım için. Bu yazıyı yazabilmekten başka bir şey yapmadığım için.  Saygılarımla. 

 

 

                                                                             Bingöl Barosu Başkanı

                                                                         Avukat Abdullah ALAKUŞ