1 MAYIS
Tarih: 30.04.2016| Okunma Sayısı: 3254

1 MAYIS

 

                        Bugün 1 mayıs işçi bayramı. Emeğin, dayanışmanın bayramı.İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.

1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar

                        Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı.

                        Bu olaylardan sonra bir çok ülkede her 1 Mayıs işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Bu kutlamalar gün geçtikçe bütün dünya ülkelerine yayılmaya başladı ve günümüzde 1 Mayıs emek, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele bayramı olarak kutlanmaktadır.

 

                        19. yüzyılın ikinci yarısı itibariyle artan sanayileşme olgusunun yarattığı makro boyuttaki önemli değişmelerin toplumdaki en belirleyici nedenlerinden biri kapitalizmdir. Karl Marx, Britism Museum'un kütüphanesinin pencerelerinden bu olgunun görünür halini temaşa ediyordu. Aynı yıllarda Tocqueville Manchester kentine yaptığı bir ziyarette edindiği izlenimleri şu veciz cümlelerle ifade etmişti: "Bu pis, kirli suların akıttığı derelerden bütün dünyayı dölleyecek en büyük insan endüstrisi akıntısı dökülür. İşte bu pis lağımlardan, saf altın fışkırır. İşte burada, insanlık nihai ve vahşi gelişimini tamamlar. Uygarlık mucizelerini işte burada geliştirir ve uygar insanı vahşi bir yaratığa dönüştürür."

Tocgueville’ nin bu tespiti, sanayileşme sürecinin gelişmelerini olduğu gibi doğrulamaktadır. Yine aynı doğrultuda Engels, İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu" adlı eserinde işçilerin yaşam şartlarını tasvir eder. Engels bu eserinde İngiltere’deki emekçilerin içinde bulunduğu kötü çalışma koşulları ile sömürü ilişkilerini içtenlikle bizlere aktarır. Yine Marx Kapital'in önemli bir kısmını bu çalışma koşullarına ayırdı. O, günde on dört saate kadar durup dinlenmeksizin, çoğu zaman yatacak yer olmadığı için vardiyalı bir şekilde dinlenen işçilerin çalışma koşullarının fotoğrafını çeker.

Özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda çeşitli adlarla “enformel” “marjinal” “kayıtdışı” yada “yer altı” olarak anılan ekonomilerin gelişmiş kapitalist ülkelerde hız kazandığına ilişkin verilere daha fazla rastlanır oldu. Çalışma koşullarındaki kötü gidişat kapitalist ülkeler ile üçüncü dünya ülkelerini bu dönemlerde birbirine benzeştirdi. Esnek üretime imkân tanıyan teknolojik gelişmeler işgücü sayısında artışı düşürmekteydi. Tarım ve imalat sektörlerindeki teknolojik gelişmeler her iki alanda da işgücünü aşağıya doğru çekerken hizmet sektörünü öne çıkarmaktaydı. Bunun belki en somut görüntülerine günümüzün küreselleşen dünyasında rastlamaktayız.

Örneğin küreselleşme, esnek üretim adı altında yürütülen politikalarla işçilerin iş güvencesini elinde almakla kalmadı, diğer mesleki dallarda çalışanların garantili maaş ve sürekli çalışma güvencesinden de mahrum bıraktı. Hemen hemen her işyerinde işten çıkarmaların yoğunlaştığı, sürekli işçilerin yerini geçici işçilerin aldığı ve sosyal güvenlik hakların çalışanın elinden alındığı göze çarpmaktadır. Bu tarz mağduriyetlerin hız kazandığı bir dönemde çalışanların her türlü insani çalışma ve sosyal güvenlik haklarının teminat altına alınması adaletin bir gereğidir.

                        1 Mayıs işçilerin hak taleplerini itibarsızlaştırmak, gündemden uzak tutmak ve onların mağduriyetlerinin üstünü örtmek amacıyla bu önemli gün bilinçli bir şekilde şiddetle özdeşleştirilmeye çalışılmaktadır. Oysa bütün dünyada bir şölene dönüşen bu kutlamalar aslında üstü örtülmeye çalışılan birçok siyasal, sosyal ve ekonomik taleplerin açığa vurulduğu günlerden biri olmaktadır. Bugün sömürgecilik   yeni dünya düzenine uygun olarak tekrardan şekillendirilmektedir. Çünkü dünyanın birçok geri kalmış bölgeleri işgücünün en ucuz bir şekilde temin edildiği yerlerin başında gelmektedir. Uluslararası alanda iş yapan çok uluslu şirketler fabrikalarının birçoğunu çalışanların sosyal güvence ve birçok özlük haklarının olmadığı yerlerde kurmaları tesadüf değildir. Yine başta bu bölgeler olmak üzere birçok gelişmiş ülkede kadınlar emek sömürüsüne en çok maruz kalanların başında gelmektedirler. Birçok iş yerinde onların eşit işe eşit ücret alamadıkları için hakları alenen gasp edilmektedir. Günde birkaç dolara ağır işlerde çalıştırılanların günbegün basına yansıyan dramları bunu kanıtlamaktadır. Son zamanlarda özellikle orta doğu coğrafyasında yaşanan küresel savaşlar nedeniyle yerinden yurtlarından edilen göçmenlerinde bu karteller için ucuz ve sorunsuz iş gücü olduğu unutulmamalıdır.

.

            1 Mayıs denilince aklımıza ırklarından dolayı sömürgeleştirilen göçmenler, cinsiyetlerinden dolayı ucuz işgücü olarak kullanılan kadınlar, her türlü suiistimallere açık çocuklar gelmelidir. Yine 1 Mayıs yalnızca kol gücüyle çalışanların değil daha fazla kazanma hırsıyla hareket eden sermayenin, baskısı altında zihinsel yeteneklerini  satmak zorunda kalan çalışanların da hatırlandığı bir günün adıdır. Dolayısıyla bugün zihinsel, duygusal veyahut fiziksel emeklerini satmak zorunda kalan bütün çalışanların hak taleplerini yerel ve küresel düzeyde bütün dünyaya duyurdukları bir gündür. Bu yönüyle tarihin önemli bir hak arama mücadelesinin sembolü olan 1 Mayıs bütün insanların onuruna yakışır bir dünyada yaşamasının imkânlarını içinde taşıması sebebiyle de evrensel bir gündür.

 

            Demokratik ve teknolojik imkanların hızla geliştiği günümüz dünyasında, ülkemizde maalesef işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda tam ters bir durum seyredilmektedir. Her geçen gün işçi ölümlerinin sayısı artmakta ve tarihe kara bir leke olarak geçen iş kazaları davalarında da bir arpa boyu yol alınmadığını ve bir yargı tiyatrosunun sahnelendiğini görmekteyiz. Bunun için SOMA davasını, Ermenek davasını ve benzer iş kazaları davalarına bakmak yeterli olacaktır.

 

            Şairin, şiirinde belirttiği gibi;

 

            Bu eller,

            Bu kömür karası yüz

            Ve bu yılların yükünü

            Taşıyan ağarmış saçlar,

            Daha temiz, daha güzel

            Ve daha adil bir dünyanın

            İnşası için feda edildiler.

 

            Emekleri ve alınterleri ile daha yaşanılır, bir dünya inşa etmeye çalışan, tüm emekçilerin 1 Mayıs işçi bayramını kutluyor, saygılarımı sunuyorum.

 

 

 

                                                                        

                                                                                          BİNGÖL BAROSU BAŞKANI

                                                                                            AV. ABDULLAH  ALAKUŞ

19.04.2024
AV. YUSUF KETENALP
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.