BASINA VE KAMUOYUNA
Bu yıl her zamanki sıkıntılardan öte insanlık ailesi olarak tüm dünyayı etkileyen covid-19 denen bir yeni koronavirüs salgını ile karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Bu salgın hastalık nedeniyle Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda meslek grubumuzu da ilgilendiren birçok tedbir alınmaktadır.
Bilim Kurulunun kamuoyuyla paylaştığı bilgiler neticesinde Bingöl Barosu olarak biz de başta çalışanlarımızın mesai düzeni olmak üzere bir kısım tedbirler aldık.Bu yıl büyük bir heyecan ve özveriyle baromuz bünyesinde ilk kez vermeye başladığımız staj eğitimlerine ara vermek zorunda kaldık. Geleneksel olarak baromuzca organize edilen avukatlar gününe özel yemekli eğlence etkinliğini yakın zamanda kaybettiğimiz değerli meslektaşımız Av. Kadir YILMAZ ın vefatı nedeniyle yönetim kurulu olarak yapmamayı kararlaştırmıştık, bu vesileyle değerli meslektaşımızı bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyoruz.
İnsanın en büyük zenginliği sağlığıdır, meslektaşlarımız ve aileleri başta olmak üzere salgın hastalık nedeniyle kimsenin sağlık sorunu yaşamamasını temenni ediyoruz. Ancak biliyoruz ki temenniden ziyade alacağımız tedbirler bizi bu salgın hastalığa karşı koruyacaktır. Bu nedenle başta Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu olmak üzere yetkili makamlarca tavsiye edilen tedbirlere kendi sağlığımız ve toplum sağlığı için mesleğimizin gerektirdiği zorunlu haller dışında azami derecede uymak zorundayız. Bu zor ve meşakkatli zamanlarda dayanışma, yardımlaşma başta olmak üzere her zaman gözettiğimiz insani, vicdani ve ahlaki sorumluluklarımızı biraz daha öne çıkaracak bilinçle hareket etmemiz gerektiği kanaatindeyiz.
Savunma makamını temsil eden avukatlar yargının kurucu unsuru olmalarına karşın ısrarla yargının diğer unsurları iddia ve yargılama makamları kadar saygı görmemekte ve eşit olarak kabul edilmemektedir. Görevlerini icra ettikleri ve en fazla zaman geçirdikleri adliyelerde de sınırlı alan uygulamaları, hakimler ve savcılarla görüşememe ve saatlerce beklenen duruşmalar nedeniyle adeta adliye koridorlarına mahkum edilmişlerdir. Tüm bu zorlayıcı tavır ve şatlara rağmen avukatlar büyük bir özveriyle adaletin ve hakkaniyetin gerçekleşmesi, hukuk kurallarının tam olarak yerleşmesini sağlamak için var güçleriyle çabalamaktadırlar. Yargının kurucu unsuru bağımsız savunmayı temsil eden avukatlar yerel ve uluslararası temel mesleki etik ve erdem kurullarına bağlı kalarak hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi, insan hak ve özgürlüklerinin korunması için tarih boyunca mücadele etmiş ve bu mücadele insanlık var oldukça devam edecektir. Yargı mensupları kadar tüm toplum da yargının bağımsızlığı için çabalamalıdır. Yargının bağımsız olmasını hava gibi su gibi yaşamsal bir varlık meselesi olarak bilip her şartta yurttaşın en öncelikli talebi yargı bağımsızlığı olmalıdır. Çünkü bağımsız yargı ve savunma iktidara, güç sahiplerine ve kimden gelirse gelsin her türlü hukuksuzluğa karşı vatandaşın en büyük güvencesi, koruma kalkanıdır.
Küresel salgının ölümcül etkisi gün geçtikçe daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu salgının cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlerde yaratacağı büyük etkiler dışarıda olanlara oranla daha ağır ve telafisi imkânsız sonuçların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu nedenle yaşam hakkı öncelenmeli ve mecliste görüşülmekte olan infaz yasası değişiklikleri suç türü bakımından ayrım gözetilmeksizin tüm mahpuslara eşit bir şekilde uygulanmalıdır.
Ülkemizde salgın hastalıkla mücadele edilen bu günlerde mesleğimizi ilgilendiren bir düzenleme sessiz sedasız bir şekilde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik ile avukatlık mesleğinin icrası sırasında cezaevine giden meslektaşlarımızın savunmaya yönelik olduğunu beyan ettikleri belge ve dosyaların, avukat tarafından görüşme sırasında tutulan kayıtların da aranabileceği yönünde hükümler getirilmiştir. Ayrıca aynı yönetmelikte avukat ile müvekkili arasındaki görüşmelerin kaydedilebileceği, görüşmede bir görevlinin hazır bulunabileceği ve belge, dosya ile kayıtlara el konulabileceği gibi savunmayı etkisizleşmeye, geriletmeye yönelik bir kısım düzenlemelere de yer verilmiştir.Yönetmelikle getirilen bu düzenlemeler Anayasa başta olmak üzere yürürlükteki tüm yasal mevzuatımız ile taraf olduğumuz ve Anayasa uyarınca iç hukukumuzun parçası olan uluslararası sözleşmelere de açıkça aykırıdır. Bingöl Barosu olarak savunma ve adil yargılanma hakkını ihlal eden bu hukuka aykırı hükümlerin iptali için gerekli yargısal denetim yollarına diğer barolarla birlikte başvuracağız.
Bingöl Barosunun tüm mensupları avukatlık mesleğinin kendilerine yüklediği tarihsel misyonu geleceğe taşıyarak hukukun üstünlüğünün ve adaletin gerçekleşmesini sağlamak için yılgınlığa düşmeden hukuk mücadelesine devam edecektir.
Sağlıklı ve adil bir gelecek dileğiyle tüm meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Günü’ nü kutlarız.
Bingöl Barosu Başkanlığı