Basın Açıklaması
Tarih: 12.12.2011 22:00:00| Okunma Sayısı: 5523

 
Baro Başkanı Av. Erdal AYDEMİR'in 10 Aralık İnsan Hakları Günü Dolayısıyla Yaptığı Basın Açıklaması


   10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilmiştir. Bundan dolayı da bugün dünyada insan hakları günü olarak kutlanmaktadır. Türkiye de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ilk kabul eden ülkeler arasında bulunmaktadır.

   Evrensel bildirgenin ilanından sonraki yıllarda tüm dünyada insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik uluslar arası mekanizmalar oluşturulmuş ve işletilmeye başlatılmıştır. Öyle ki artık

, insanlık suçu işleyenlerin yargılanabileceği uluslar arası mahkemeler oluşturulması aşamasına ulaşılmıştır. Tüm bu gelişmelerin anlam ve öneminin dünya kamuoyunca paylaşılması, ülkemiz kamuoyunca paylaşılması, insan haklarının korunması ve güvence altına alınması konusunda tüm insanlarımızın bilgilendirilmesi insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla bugün ve 10–17 Aralık tarihleri arasında bir kez daha tüm kesimleri insan haklarına duyarlı olmaya çağırıyoruz.

  İnsan hakları konusunda bölgesel olarak ilan edilmiş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ülkemiz tanımış ve sözleşmeye taraf olmuştur. Bu sözleşmede tanımlanan tüm haklar da Avrupa insan hakları mahkemesi tarafından güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisi ülkemizce tanınmıştır.

  Ülkemiz gündeminde bulunan ve güncel olması açısından son derece hassas konularda yerel mahkemeler ve yüksek mahkemeler(Anayasa mahkemesi, Yargıtay, Danıştay) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygun kararlar vermelidirler. Yargı uygulayıcıları, yargı uygulamalarını etnisite, din, inanç ve mezhepsel ayrılıklara göre farklılaştırmadan uygulamalıdırlar. Aksi takdirde yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı tartışılır hale gelebilecektir ki bu da çok korkutucu olacaktır. Uygulama, uluslar arası objektif hukuk kriterlerine uygun olmalıdır.

Bu anlamda Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu daha önceki siyasi parti kapatma kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından kabul edilmediği unutulmamalıdır. Siyasi partilerin kapatılmasının ülke demokrasisine bir katkısının olmadığı aksine demokratik yaşam tarzını gerilettiği ve sorunları ötelemeden başka bir sonuç doğurmadığı ülkemiz pratiğinde açıkça görülmektedir. DTP kapatma davası da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Tokat Reşadiye’de meydana gelen 7 askerin ölümüyle sonuçlanan olay tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılmalı azmettirici failler bulunup yargı önüne çıkarılmalıdır.

Çocukların 3713 sayılı yasa kapsamında yargılanmalarını ortadan kaldıracak olan yasa tasarısının Meclis gelen kurulundan geri çekilmesi hukuk adına üzücüdür. Çünkü çağdaş dünyada çocukların yargılanması ayrı bir hukuk usulüne tabidir

Danıştay’ın kat sayı uygulamasıyla ilgili kararının açık hukukun ihlali ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Bu da eğitim ve öğrenim görme hakkının ihlali niteliği taşımaktadır.

Ceza İnfaz Yasası’nın, kişilere göre farklı uygulanması, kişilere özel infaz rejimlerinin yaratılması yasa önündeki eşitlik ilkesine aykırıdır.

Bingöl Barosu ve Bingöl İnsan Hakları Derneği olarak öncelikle ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekmek amacıyla tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, kamuoyunu, insan haklarının korunması, geliştirilmesi açısından, yaşanan insan hakları ihlallerinin takipçisi olmaya çağırıyoruz.

BİNGÖL BAROSU BAŞKANLIĞI                                                             BİNGÖL İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
 

28.03.2024
AV. YUSUF KETENALP
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.